Yazının ilk kısmına ulaşmak için tıklayınız.
Pygeum
Afrika kiraz ağacının (Prunus africana) kabuğundan elde edilen bir bitki özü olan pygeum, prostat takviyelerinde bulunan başka bir yaygın bileşendir.
Sınırlı test tüpü ve insan çalışmaları, pygeum’un prostatit ile ilişkili iltihabı azaltabileceğini ve kanserli hücrelerin büyümesine karşı koruyabileceğini göstermiştir.
Pygeum takviyelerinin etkinliği ile ilgili araştırmalar sınırlı olsa da, şu ana kadar bildirilen minimum yan etkilerle güvenli görünmektedir.
Isırgan Otu
Isırgan otu (Urtica dioica) kökü, ağrıyı ve iltihabı azaltmaya yardımcı olmak için alternatif tıpta yaygın olarak kullanılan çiçekli bir bitkidir.
Güçlü antioksidan, antienflamatuar ve antimikrobiyal etkilere sahip birkaç bitki bileşiği içerdiği gösterilmiştir. Genellikle idrar yolu ve mesane enfeksiyonları için kullanılan takviyelerde bulunur.
Sınırlı hayvan ve insan çalışmaları, BPH ile ilişkili alt idrar yolu semptomlarını azaltmaya da yardımcı olabileceğini belirtmiştir. 1 2 3 4
Umut verici sonuçlara rağmen, prostat sağlığı için ısırgan kökü ekstresi üzerine yapılan araştırmaların çoğu sınırlıdır. BPH ile ilişkili semptomları azaltma yeteneğinin yanı sıra prostat kanserindeki rolünü değerlendirmek için daha büyük ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır.
Kabak Çekirdeği Yağı
Yüksek anti-enflamatuar bileşik konsantrasyonları nedeniyle, kabak çekirdeği yağı, prostat takviyelerinde başka bir yaygın bileşendir.
Enflamasyonu azaltarak, kabak çekirdeği yağının BPH ve kronik bakteriyel olmayan prostatit ile ilişkili idrar yolu semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. Yine de prostat sorunları için kabak çekirdeği yağının etkinliği ve optimal dozu üzerine araştırmalar genellikle sınırlıdır.
D Vitamini
D vitamini, bağışıklık fonksiyonu ve kemik sağlığı dahil olmak üzere vücudunuzdaki birçok hayati süreç için gerekli olan temel bir besindir.
Birkaç gözlemsel çalışma, düşük D vitamini seviyeleri ile artmış prostat kanseri riski arasında bir bağlantı olduğunu da öne sürüyor. Yine de, D vitamini takviyesinin prostat kanserine karşı koruyup koruyamayacağına dair araştırmalar sonuçsuz. Aslında, bir inceleme, dolaşımdaki yüksek D vitamini seviyelerine sahip kişilerde prostat kanseri riskinin arttığını bile savunmaktadır.
Çinko
Çinko, hücre büyümesi ve DNA onarımında önemli rol oynayan temel bir mineraldir. Ayrıca prostat dokusunda yüksek miktarlarda bulunduğu bilinmektedir.
İlginç bir şekilde, araştırmalar prostat kanseri olan kişilerde prostattaki çinko konsantrasyonunun önemli ölçüde azaldığını bulmuştur. Sonuç olarak, prostat kanserinin büyümesini önlemede veya yavaşlatmada çinkonun potansiyel rolüne dair devam eden araştırmalar var. Ancak
şuanlık, çinko ve prostat kanseri riski üzerine yapılan araştırmalar sonuçsuzdur. Bu nedenle çinko takviyeleri doktorunuz tarafından reçete edilmedikçe prostat sağlığı için tavsiye edilmez.
E Vitamini
E Vitamini, prostat takviyelerinde yaygın olarak bulunan başka bir temel besindir. Bazı eski çalışmalar, E vitamininin antioksidan özelliklerinin prostat kanserine karşı koruyabileceğini öne sürmüştür. Bununla birlikte, daha yeni çalışmalar, E vitamini takviyelerini prostat kanseri riskinin artmasıyla ilişkilendirmiştir.
E vitamini ile prostat kanseri arasındaki potansiyel bağlantı üzerine araştırmalar devam ederken, şu anda prostat kanseri riskini azaltmak için E vitamini takviyeleri önerilmemektedir.
Erkekler, sağlık uzmanları tarafından tavsiye edilmedikçe, E vitamini takviyeleri almaktan kaçınmalıdır.
Selenyum
Selenyum, prostat sağlığı için güvenliği ve etkinliği ile ilgili bazı tartışmalara neden olan bir başka önemli mineraldir.
İki büyük inceleme, vücuttaki daha yüksek selenyum seviyelerini, özellikle sigara kullanan kişilerde, prostat kanseri riskinin azalmasıyla ilişkilendirmiştir. *
Yine de, 4.459 erkekte yapılan bir çalışma, prostat kanseri teşhisi konulduktan sonra selenyum desteğinin, prostat kanseri nedeni ile ölüm oranının artmasıyla ilişkili olduğunu buldu.
Genel olarak, selenyum takviyelerinin güvenliği ve etkinliği konusunda; özellikle yüksek selenyum seviyelerine sahip popülasyonlarda ve prostat kanseri teşhisi konmuş popülasyonlarda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
