Hematopoez; kan hücrelerinin oluşumuna verilen isimdir. Kan hücreleri fetüste, çocukta ve erişkinde farklı yerlerde üretilmektedir. Fertilizasyondan yaklaşık 18 gün sonra kan hücreleri görülmeye başlar. Embriyonik yaşamın ilk haftalarında primitif, çekridekli alyuvarlar vitellüs kesesinde üretilirler. 3 ay kadar süren bu döneme mezoplastik dönem denir. Nükleuslu eritroblastların taşımış oldukları Hb erişkindekinden farklıdır. Damar sisteminin gelişimi ile kök hücreleri, karaciğere, dalağa, timusa, lenf bezlerine ve kemik iliğine göç ederek kan odaklarını yaparlar. Bu organlarda kök hücreler eritrositik, granülositik ve megakaryositik ana hücrelere dönüşerek yaygın hematopoezi başlatır. Hamileliğin 6. Haftasından sonra vitellüs kesesinde hematopoez geriler ve karaciğer hematopoez görevini üstlenir. Bu döneme hepatik dönem denir. Bu dönemde Fötal Hb (HbF) sentezi başlar. HbF süt çocuğunda en fazla 6. aya kadar bulunur, daha sonra ise toplam Hb’in %2’sini yapar. İntrauterin yaşamın 20. haftasından itibaren kemik iliğine önceden göç etmiş olan kök hücreler kan üretimine başlar; bu döneme “miyeloid dönem” denir.
Bu dönemde bütün kemiklerde kan yapımının başlaması ile yaygın hematopoez başlamış olur. Miyeloid dönemde kan hücreleri ile birlikte Hb sentezinde de değişiklik olur. HbF gittikçe azalır ve yerini erişkin hemoglobini (HbA) alır. Yenidoğanda kan yapımı ile ilgili aktif kemik 70-90 ml kadardır.
Makalenin devamında; hematopoez hangi kemiklerde olur, lökosit nedir gibi soruları cevaplamaya çalışacağız. Ayrıca, lökositlerin görevleri, lökositlerin özellikleri, lökosit çeşitleri gibi konulara da değineceğiz.
Hematopoez Hangi Kemiklerde Olur?
5 yaşa kadar tüm kemikler hematopoez bakımından aktif olup; çocuğun büyümesi oranında aktif ilik (kırmızı kemik iliği) uzun kemiklerde azalmaya başlar. Yağ hücrelerinin infiltrasyonu ile sarı kemik iliğine dönüşür. Hematopoez 20 yaşından sonra ise vertebralar, sternum, kaburgalar, kafa ve kalça kemiklerinde devam eder.
Lökositlerin Özellikleri
Lökosit kategorilerinin spesifik işlevi büyük ölçüde farklılık gösterse de, en geniş anlamda bunların tamamı organizmayı yabancı ajanlara karşı savunur. Sitoplazmalarında granül olup olmamasına göre granülositler ve agranülositler olarak ikiye ayrılırlar. Granülositler; nötrofil, eozinofil, bazofil olarak üç tipe ayrılır. Agranülositler; lenfosit ve monosit olarak ikiye ayrılır.
Nötrofiller :
İmmün savunma sisteminde önemli bir rol üstlenen nötrofiller enfeksiyon bölgesine ilk ulaşan (genelde bir saat içinde) immün hücrelerdir. Bu, kemotaksi olarak bilinen bir süreç yoluyla gerçekleşir. Nötrofiller, organizmaya zararlı görünen bakteriler gibi diğer hücreleri fagositize edebilir. Buna karşın, bu süreçte kendileri de sağ kalmaz. Cerahat (irin) daha çok ölü nötrofiller ve sindirilmiş bakterilerden oluşur.
Eozinofiller :
Eozinofiller farklı enzimler içeren granüllerle doludur. Ayrıca hareket edebilir ve partikülleri fagositize edebilirler. Belli sitotoksik enzimler salarak parazitleri öldürdüklerinden ve hipersensitivite reaksiyonlarında rol aldıklarından, yükselen eozinofil sayımları büyük olasılıkla parazit infestasyonu veya alerji ile ilişkilendirilir.
Bazofiller :
Bazofiller histamin, serotonin, heparin ve öteki maddeler içeren hücre içi granüllere sahiptirler. Kan sayımında %0-2 gibi küçük yüzdeleri vardır, normal şartlar altında en az bulunan lökosit türüdür. Fagositoz yetenekleri vardır.
Lenfositler :
Lenfositler, vücudun kendi hücrelerini yabancı hücrelerden ayırt ederek organizmayı enfeksiyona karşı savunur. Vücut tarafından yabancı olarak algılanan moleküller antijenler olarak bilinir. Her lenfosit yalnızca bir özel antijen tarafından stimüle edilir. Lenfositler bu antijeni tanıdığında, onunla savaşmak için kimyasallar üretir.Başlıca üç tip lenfosit vardır: B lenfositleri, T lenfositleri ve doğal katil hücreler. Diğer lökositlerle karşılaştırıldığında, tüm lenfositlerin küçük, yuvarlak ve granülsüz olmasına karşın, çok çeşitli farklı alt tipler mevcuttur ve bunlar arasında morfolojik bir ayrım yapmak zordur.
Monositler :
Monositler immün yanıtta temel bir role sahiptir. Enfeksiyon alanlarına hızla gidebilir ve immün yanıtı tetiklemek üzere farklılaşarak makrofajlara ve dendritik hücrelere dönüşürler. Monosit-makrofaj sistemindeki hücreler yabancı partikülleri içine çeker ve parçalayarak daha sonra yüzeylerine gönderebilecekleri antijenlere dönüştürür.
İlgili içerikler:
- Nötropeni Nedir? Nötropeni Türleri, Nötropeni Tedavisi, Nötropeni Teşhisi
- Covid-19’a Karşı Bağışıklık 6 Ay Sürebilir Mi? SARS-CoV-2’ye Özgü T Hücreleri ve Bağışıklık
- Enfeksiyonları Önleme ve Sepsis, Sepsis Tedavisinde İlk Adım, Sepsis Belirtileri
- Monoklonal Antikorlar Covid-19’dan Korunmayı Sağlayabilir
- Sedef Hastalığı (Psoriasis) Nedir? Sedef Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Sedef Hastalığı Tedavisi
Sağlık, ilaçlar, bitkiler ve daha birçok eşsiz konu üzerine güncel makalelerimizden haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip etmeyi unutmayın.